Hakkımızda

Merhaba Ben BY-YSFK Web sitemize Hoşgeldiniz Sitemiz Yapım Aşamasındadır Web Sitemizde Olmasını İstediğiniz Bilgileri Bizimle Paylaşabilirsiniz Hertürlü Görüşlerinize Açığız...İletişim İçin Tıklayınız By YsfK Saygılarla... -----Bilgi Güçtür Paylaştıkça Büyür..-----

.

sarikamis

Bir Başka Güfte Var Sarıkamışta

Harekâtı´nın 93´nci yıldönümü nedeniyle Osmanlı-Rus Savaşı sırasındaki
Kars-Sarıkamış ınAllahüekber Dağları´nda Donarak Şehit Düşen 90
Bin Askeri Çeşitli Anma Töreniyapılıyor. Sarıkamış Harekâtı Türk tarihinin en dramatik
Olaylarından biridir. Elbette kahraman bir milletin evladıyız fakat
Bizim kahramanlıklarımız aynı zamanda zaferlerle birlikte acılarda yaşatmıştır. Yemen´de kavurucu sıcağından, Sarıkamış´ta dondurucu soğuğuna yazlık elbiseyle
Çarıksız giden körpe fidanların hikâyesi yakar sinemizi. Bu bir efsanenin ayakta kalma ve yaşamak için son çırpınışıydı. Asırlarca içten içe altını oyan dış ve iç mihrakların, yıkılan bir devin çıkardığı feryadının adıdır, Yemen, Çanakkale, Sarıkamış... Sarıkamış denince içim burkulur her taraf çarıksız cesetlerle görünür gözüme, hüzün kaplar içimi. Binlerce ANADOLU evladı gömüldü karlara gecenin kör vaktinde mosmor bedenle. Tabi gömemedi onu Sarıkamış bağrına acısını dayanamayıp attı baharın kardelenlerine.
Ah Sarıkamış Ah! ... Sarıkamış şehitlerin yurdu Sarıkamış acıların yurdu...

Sarıkamış Şehitler

Gelinlik giyinmiş körpe kız gibi,
Karlara serildi Sarıkamış’ta.
Mevsimler ağlaştı gece buz gibi,
Şafaklar gerildi Sarıkamış’ta.

Mehmedim çarıksız Yemenden gelmiş,
Pak beden mor oldu Sarıkamış’ta,
Gök mavi yer beyaz, kefeni almış,
Bir tufan görüldü Sarıkamış’ta.

Hoşaftı menusu yağsız yemekler,
Öğünler bir oldu Sarıkamış’ta,
Ağlaştı mevcudat ve de melekler,
Ak yaşlar nar oldu Sarıkamış’ta.

Yıldızlar ağlaştı bulutlar indi,
Defterler dürüldü Sarıkamış’ta,
Namlular yırtıldı taşlar delindi,
Bir tarih yarıldı Sarıkamış’ta.

Cilvesidir lakin buda kaderin,
Zor nizam kuruldu Sarıkamış’ta,
Yaram çok ağırdır çıban çok derin,
Silahsız vuruldu Sarıkamış’ta.

Sarıkamış dinle tarih seslenir,
Şehitler soruldu Sarıkamış’ta,
Abide gerekli ruhlar süslenir,
Emr-i Hak verildi Sarıkamış’ta.

Bak Ömer rikkatle, bak perde perde,
Bak Mehmet pir oldu Sarıkamış’ta,
Şehitler ölmez Hay! Şehit her yerde,
Cennete girildi Sarıkamış’ta.

Ömer Ekinci Micingirt

Bu harekâtın askeri açıdan, teknik açıdan vebalı büyük ama ona değinmeyeceğim. Yokluk içinde buradaki karlı dağları zemherinin kavurucu soğuğunda aşmaya çalışan, ayakkabısız, paltosuz Anadolu çocukları, hatalara kurban gitmiştir. Biz bu şehitlere borçluyuz. Onlar olmasaydı, belki de bu topraklarda Ruslar şimdi yaşıyor olacaktı. Sarıkamış, Türk Tarihinin ve savaşlarının en acı olanıdır. Bu acıyı fedakârlıkları, cesareti, ulvi davranışı en iyi şekilde idrak edip gençlerimize aktarmalıyız. Bu aslında yenilgi değil, kendini feda etmenin destanıdır… Diğeceğim o ki bugün Millet -Devlet abideleşmiş kahraman Mehmetçiğimizi, kendisine layık bir şekilde anma
mecburiyetindeyiz. Bu bizim boynumuzun borcu. Sarıkamış Harekâtı´ndan aynı zamanda ders de
çıkarmalıyız.Ve ölümsüz nağmelerle milletimizin hafızasına nakşolan bu
facia ve kahramanlık, on binlerce vatan evladının buz tutmuş feryadı, dağlardan
taşlardan yankılanan, kalanların ise ağıtlarına yanık türkülerine dönüşmüş ve milletine mal
olmuştur. Tarihin bu acılı sayfası halkın hafızası olan türkülerle ve ağıtlarla kayda geçirilmiştir.

Sarıkamış Harekâtı´nda Mehmetçik her zamanki cesaret ve kararlığıyla üzerine düşeni yerine getirmiş aldığı emirle yola koyulmuştur.
Sorumluluğunun farkındadır. Lakin Balkan bozgunundan sonra ders almayan yetkililer yeni bir bozguna sebep olurlar. Mehmetçik yine de İstiklal Harbi´ni haber verir gibidir. Düşman karşısında iradesini kaybetmez, Fakat basireti kör olan ve sebep olanlara da bir türkü de,şunu (Biz Urusu alt ederdik, sebep oldu Enver Paşa) der.

Sarıkamışta

Bakışlar karakış göğe dikildi.
Mevsimler ağlaştı Sarıkamışta
Körpecik bedenler kara ekildi,
Nur arşa ulaştı Sarıkamışta

Sineler buz tutmuş, yatar ayazda,
Bülbül figan eyler güller niyazda,
Ağıt anlatamaz duyguda sazda,
Hür vicdanlar kıştı Sarıkamışta.

Kalanlar çıldırdı aman Allahım!
Ürperdim irkildim sarstı günahım,
Gözyaşım azığım, dua silahım,
Plan suya düştü Sarıkamışta

Demeyin kardelen yandı ciğerim,
Hesaplar çok ağır yaram çok derin,
Ağırdır dostlarım, ağır kederim,
Melekler uçuştu Sarıkamışta.

Düşündüm Yemeni ve üşüyorum,
Karıştı karlara ben yaşıyorum,
Bu vebal çok ağır, zor taşıyorum,
Moskof bile şaştı Sarıkamışta.

Uyan şehit uyan kar uykularda,
Bölük bölük yatar canlar ard arda,
Kokunu aradım akan karlarda,
Bir mazi tutuştu Sarıkamışta.

Tarih şahit bize ölümsüz millet,
Şehitler ölmez ki benim ki hasret,
Gül açtı gözyaşım tüllendi kasvet,
Şehitler buluştu Sarıkamışta.

Acım boğum boğum kısıldı sesim,
Kader böyle imiş Ömer ne desin,
Ülkemden toplandı hemen her kesim,
Yatanlar gardaştı Sarıkamışta.

Ömer Ekinci Micingirt

Sarıkamış Mehmetçiğin her şart altında irade, cesaret ve disiplinden oluşan karakterini nasıl muhafaza ettiğini tarihe altın harflerle yazdığı bir semboldür.
Bu sembolü, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök´ün Sarıkamış askeri açıdan var olma azminin, direnen mücadelenin, inancın, fedakârlığın ve her şeyden önemlisi de, Türk
halkı ve askerinin en zor şartlarda vatanı için neleri göze alabileceğinin abideleşmiş bir
sembolüdür diyen Orgeneral Özkök´ün, Sarıkamış yönetim biliminde hayal ile gerçek ve yönetilemeyen risk ile yönetilebilir riskin ne anlama geldiğini gösteren en çarpıcı örnektir demiştir
Sarıkamış Hareketi o dönemde gizlenmiştir hatanın sahipleri tarafından… Şehitleri gereken şekilde ilgi gösterilmemiş saklanmıştır. Millet kendi evladının acısını duyamamış ve anılamamıştır. Ancak son yıllarda bil hassa bu yıl tüm ülke genelinde çeşitli etkinliklerle anılmıştır

Bir Sarıkamışlı olarak ve Sarıkamış faciasını yaşayan bir milletin evladı olarak
Bundan ders çıkarıp o mübarek makama erişen şehitlerimize Allah’tan Rahmet diliyor tekrar bir şiirimle saygılar sunuyorum…

Bir Başka Güfte Var Sarıkamış’ta

bir beyaz güfte Sarıkamış’ta
küskün bir eda ile sarar beni bir matem
gözyaşlarım dökülür gaipten sesler gelir
kör kağnılar gıcırdar ızdırap şarkısıyla
tasalara bürünür gömülürüm sihirli ağıtlara…
bambaşka yankılanır Sarıkamış, bambaşka.
sonra ruhumu sarar efsunlu musikiler.
geceye bir sessizlik yayılır siner çileli
geceler uzanır da uzanır
doksan bin şehit uzunluğunda…

derken bir düşünce alır götürür beni
Allahuekber dağlarına bulutlarla birlikte
zaman durur, hayat durur, yaşlar donar
ayazın kucağında
karlara her dokunuşta
yutkunur yutkunur boğulurum birkaç kez
ayazın en kırak yerinde
duygularım kâh coşar kâh emekler
Sarıkamış ah Sarıkamış …
şehitlerin mekânı hüzünlerin diyarı
her tarafın ızdırap ızdırabın türküsü
her tarafın bir destan bir destanın öyküsü

kim bilir belki de Sarıkamış bir perde mi ne
vuslata açılan tarihin son sayfasında,
ruhum soluklanır duygularım dirilir
karlar okşar baharın çehresiyle
her Sarıkamış duyduğumda…

ateşin donduğu ölümün gülümsediği
ölümün hayat bulduğu yer Sarıkamış
yanar kelimeler aşkla AllahuEkber dağlarında
her bahar kardelenler açınca.

köpürür şehit kokulu dereler kar sularıyla
Hu deyip akar her mevsim baharın kucağında
öt bülbül öt işte tam zamanı ötmenin
gülde burada gülistanda
her tarafım bembeyaz her tarafım yemyeşil
gelin odası mı ne
beyazın ikliminde şehitliğin her rengi

konuş susmak yok yanık sevda bu
susmak yok konuş sen konuş sarıçam sen
şu Merzifonlu Mehmet
bak buda Şırnaklı Hasan
nasıl da yakışmışlar yan yana ve sırt sırta
utansın Gabar dağı utansın şahadetsiz hortlaklar
konuş Sarıkamış konuş söyle neden sessizlik
bu ne dertli sessizlik sükûtta üşüyorum
bu suskunluk nedendir hem sitemin kimedir...

29.10.2007 Bursa-


Ömer Ekinci Micingirt

Yetiş Efendim

Gönüller susamış aklım kördüğüm
Duygular figanda yetiş Efendim
Gaflette kalp gözü yoktur gördüğüm
Hasretim cemalin müthiş Efendim

Dünya sensiz kuyu bacası dardır
İnsanlık çıldırdı tahammül zordur
Davada zorlandık ümmetin hordur
Vicdanlar yanıyor ateş Efendim

Gözlerim sis duman yaralı yürek
Namazlar suç olmuş devrilmiş direk
İslam kabul ama namazsız gerek
Nemrutlar çoğaldı yetiş Efendim

Güller sensiz mahzun bülbül divane
Sokaklar çapkınca ruhlar virane
Cami ağlaşırken oynar meyhane
Bülbüllere yasak ötüş Efendim

Ömer Ekinci Micingirt

Öyle Özlüyorum ki

Acılarım gözümde saklanmışlar kendince,
Sessiz sessiz bekleyip öyle özlüyorum ki.
Gecelerim terk etti gündüzler de gidince,
Zamanı itekleyip öyle özlüyorum ki.

Vuruldum sürmelere, inliyorum kederden
Melalimi sormayın, ümitvarım o yardan,
Hislerim pek karmaşa, belki yazı kaderden,
Sabrımı yedekleyip öyle özlüyorum ki.

Avuçlasam zamanı her dem etsem temaşa,
Yapayalnız gizlice el ele ve baş başa,
Benim olur kâinat yedi kat baştanbaşa,
Takatsiz emekleyip öyle özlüyorum ki.

Sevdalarım rengârenk koşturdum adım adım,
Yara bere her yanım arşa çıktı feryadım,
Belki de son bu gece, Micingirt çok ağladım,
Yaşıma yaş ekleyip öyle özlüyorum ki.

02.02.2007 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt



Sensiz

İçimi yakıyor sevdanın tülü,
Bu gün yine geçti bir günüm sensiz,
Kayboldu güneşim duman örtülü,
Soymayın ölürsem atın kefensiz!

Bir tatlı hasret ki her şey bilmece,
Ümitle bekledim yine bu gece,
Her günüm ızdırap her gün işkence,
Yapayalnız ruhum çıplak, bedensiz...

Çileyle yoğruldum daha ne kadar?
Gözlerim kan revan yaşlar duadar,
Yanarım sabırla böyleyse kader,
Sevdam duman duman kavruldum sensiz.

Yüreğim karakış temmuz ayında,
Micingirt perişan kendi hayında,
Aklım terki diyar aşk sarayında,
Deli divaneyim cepsiz cepkensiz.

24.07.2006 Bursa

Ömer Ekinci Micingirt


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol